28 Ocak 2013 Pazartesi

Anadolu'nun güzel kokusu


İğde
Halk hekimliğinde iğde çiçeklerinden yapılan çay ateş düşürücü olarak kullanılırmış.
Bu çaya tohumlarının yağı eklenerek nezle ve bronşit tedavi edilirmiş.
Çekirdekleriyle birlikte ezilip su ya da süt ile bulamaç haline getirilmiş iğde, eklem romatizması ve eklem ağrıları için (ağrı kesici olarak) kullanılırmış.
Antiseptik özelliği ile cilt hastalıklarının tedavisinde yararlanılırmış.
Ilık suda bulamaç haline getirilen iğde cilde sürülerek siyah noktalar ve sivilceler temizlenirmiş.
Kabuk ve çekirdekleriyle pişirilip soğutulan iğde, antiseptik merhem olarak kullanılırmış.
Egzama tedavisinde yararlanılırmış.

Çünkü iğde; A,C ve E vitaminleri ile flavonoitler, doğal meyve şekeri, potasyum, fosfor, kalsiyum protein ve lif açısından çok zengindir.
Ayrıca (meyve için oldukça sıra dışı olarak) Omega-3 açısından da iyi bir kaynaktır.
İğde damar sertliği ve kalp hastalıkları riskini düşürür.
Vücut dokularının, cildin sağlıklı olmasını sağlar.
Cildi güzelleştirir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Mide hastalıklarına iyi gelir.
Taşıdığı yüksek oranda C vitamini ile grip, nezle, öksürük ve soğuk algınlığına karşı korur.
Balgam söktürür. göğsü yumuşatır, öksürüğü keser.
Göz sağlığını korur.
Zengin içeriği ile vücudu kuvvetlendirir. (Kabuğunu soyup unumsu meyvesini balla karıştırarak çocuklarınıza yedirebilirsiniz.)
Kolesterol içermez. Kalorisi düşüktür.
Yaşlılar ve diyet yapanlar için de idealdir.
Bağırsak bozukluklarını giderir.
İshali önler. (Fazlası kabızlık yapabilir.)
Sinir sistemini güçlendirir.
Kanserli hücre üremesini engeller.
Yaşlılığa bağlı hafıza kayıplarının önlenmesine yardım eder.
Sinirleri yatıştırır, uykusuzluğa iyi gelir.

İğdenin şerbet ve reçeli yapılır.
Dallarının nazara iyi geldiğine inanılır.

Tüm tabiat ve insanlar için son derece yararlı olan iğdeyi yeterince değerlendirebiliyor muyuz?
Eskiden gümüş yapraklı, dikenli iğde ağaçları süslerdi bahçelerimizi.
Çiçek açtığında mis gibi kokusu sarardı dört bir yanı.
Kızıl-kahve kabuğunu soyar, ağzımızda dağılan lezzete bayılırdık çocukluğumuzda.
Şimdi ise çocuklarımız iğdeyi de diğer bazı memleket meyvelerini de pek bilmiyor.
Oysaki şehirlerde de, evlerimizin bahçesinde bir meyve ağacı yetiştirsek; hem çocuklarımız bu ağaçları ve meyvelerini tanır- yararlanır, hem de kuşlar, arılar, böcekler nasiplenir. Hem ağaçlarımız çoğalır, hem de ekonomiye ve tabiata katkımız olur.

22 Ocak 2013 Salı

Siyahi Mucize


Siyah havuç cildi tazeler, canlandırır, güzelleştirir.
Nemlendirici işlevi görür. Kırışık oluşumunu geciktirir.
Akne, sivilce vb. cilt hastalıklarının tedavisini destekler.
Kan yapar, vücudu kuvvetlendirir.
Anne sütünü artırır.
Saçları canlandırır, gürleştirir.
Kilo probleminin çüzümüne yardımcıdır. 100 gramı sadece 20 kalori içerir.
Lifli bir besin olarak bağırsakları çalıştırır.
Sindirimi kolaylaştırır. Karaciğer ve mide için çok faydalıdır.
Gözleri kuvvetlendirir. Yaşlılığa bağlı göz hastalıkları oluşumunu geciktirir.
Tansiyonu dengeler.
Kanı temizler.
Kolesterolü düşürür.
Kemik ve dişleri kuvvetlendirir.
Kalp ve damarlar için yararlı vitaminler içerir.
Kan dolaşımını artırır. Damarlarda pıhtı oluşumunu engeller.
Alzheimer hastalığı gibi zihinsel hastalıklara karşı korur.
Eklem iltihabı ile mücadele eder.
Sakinleştirici etkisi vardır.
Çok güçlü bir antioksidan kaynağıdır. (Sarı havuçtan 12 kat daha fazla)
Kanserden korur.
B, C vitaminleri ile selenyum, kalsiyum, potasyum, demir ve sarı havuçtan %40 daha fazla beta karoten (A vitamininin öncül maddesi) içerir.
Günde bir bardak siyah havuç suyu sağlığınız için çok faydalıdır.
Sade içemiyorsanız, diğer meyvelerin sularıyla karıştırmayı deneyiniz.
Siyah havucu salatalarda, turşularda ve yemeklerde de kullanabilirsiniz.

Siyah havuç, şalgamın hammaddesidir.
Şalgam, farklı bölgelerde biraz farklı şekillerde yapılır.
Örneğin: Siyah havuç + su + şalgam + maya + bulgur + tuz (+ acı biber)
Doğal gıda boyası hammaddesidir.
Dünyanın en kaliteli siyah havucu Konya, Ereğli'de yetişir ve büyük miktarı yurtdışına satılır.