18 Aralık 2012 Salı

Meyvelerin rengi ile parlayın



Daha sağlıklı bir hayat için, meyvelerin renklerini bir kılavuz olarak kullanabilirsiniz.

SARI - TURUNCU MEVVELER: Kavun, Sarı Erik, Sarı Üzüm, Ananas, Portakal, Mandalina, Greyfurt, Kayısı, Trabzon Hurması... Kalp, deri, kemik ve göz sağlığı için gereklidirler. Kolesterolü düşürmede etkindirler. Kalp krizi ve kanser riskini azaltırlar. Bağışıklık sistemini güçlendirirler.

YEŞİL MEYVELER: Kivi, Elma, Can Erik, Yeşil Üzüm... Kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltırlar. Sindirim sistemi ve sağlıklı bir diyet için idealdirler. Antioksidan kaynağıdırlar. Bağışıklık sistemini güçlendirirler. Enfeksiyonlardan korurlar. Demir içerirler. Kalsiyum içerikleri ile dişler ve kemikler için yararlıdırlar. Doğum hasarlarına karşı koruyucudurlar.

KIRMIZI MEYVELER: Nar, Kızılcık, Karpuz, Vişne, Kiraz, Kırmızı Erik, Çilek, Frambuaz (Ahududu)... Kalp-damar dostudurlar. Kan basıncını düzenlerler. Kanser riskini azaltırlar. Kolesterolü düşürürler. İdrar yolu enfeksiyonlarından korurlar. Sindirim sistemi dostudurlar. Eklem romatizması tedavisini desteklerler. Beyin, kalp, tırnak, kemik, diş, diş eti, saç ve cildi güçlendirirler.

SİYAHİ - MAVİ - MOR MEYVELER : Siyah Üzüm, Böğürtlen, Mürdüm Eriği, Yaban Mersini, Kara Yemiş... Antioksidan kaynağıdırlar. Yaşlanmayı geciktirirler. Yaşlanmaya bağlı hafıza kaybına karşı korurlar. Kansere yakalanma riskini azaltırlar. Hücreleri yenilerler. Sindirim sistemini ve böbrekleri korurlar. Kolesterolü düşürürler. İdrar yolları enfeksiyonlarından korurlar.

ÖNEMLİ:
Günde en az 5 porsiyon meyve (veya meyve suyu) + sebze tüketiniz.
Bu ölçünün 2-3 porsiyonu meyve (veya meyve suyu) 2- 3 porsiyonu sebze olmalıdır.
2-3 porsiyonu 1 defada tüketmeyiniz.
Gün içinde, 2-3 farklı zamanda, farklı renklerdeki meyveleri veya meyve sularını tercih ediniz.

Tek bir renge takılırsanız, bu gruptaki meyveler ihtiyacınız olan tüm besini sağlayamayacaktır.

4 Aralık 2012 Salı

Görünüşe Aldanma:


Muşmula

Yüzüne bile bakmayız çoğumuz.
Ama bu kış muşmulaya iade-i itibar zamanı...

Geçmişte halk hekimliğinde kullanılırdı.
Muşmula
Güçlü bir doğal antibiyotiktir.
Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına iyi gelir.
Ateş düşürür.
Haşlanmış muşmulanın suyu hassas ciltleri güçlendirir. 
İnce, zayıf cildi sağlıklı yapar.
Pamukçuk gibi bazı cilt hastalıkları tedavisini destekler.
Muşmula şurubu ishali keser.
Bağırsak enfeksiyonlarına karşı etkilidir.
Bazı parazitlerin hastalık yapma riskine karşı etkilidir. 
Dizanteri, kolera tedavisini destekler.
Mide ve bağırsak iltihabı için önerilir.
Bağırsak hareketliliği sağlar, bağırsakları temizler. 
Gazı, gaz sancısını ve şişkinliği giderir.
Özellikle hemoroidi olanlara faydalıdır.
İç kanama tedavilerinde yararlanılır.
Bayanlarda aşırı kanamaya ve adet düzensizliğine karşı faydalıdır. 
Hamile bayanlarda düşük riskini azaltabilir.
Çok besleyicidir. Çocuklara günde birkaç tane yedirilmesinde yarar vardır.
B, C, A,E vitaminleri; manganez, potasyum, kalsiyum, fosfor, demir, doğal şeker, meyve asitleri, lif içerir.
Zengin B vitamini içeriği ile sinirleri kuvvetlendirir.
C vitamini içeriği ile, besinlerdeki demir emilimini artırır.
Kansızlık tedavisini destekler. Halsizliği giderir.
İdrar söktürücüdür.
Böbrek taşı düşürür.

Döngel, töngel, beşbıyık, beşkardeş olarak da bilinen muşmula, sert /yeşil iken hasat edilir; fakat buruktur, hemen yenmez.
Kuru-serin-karanlık bir yerde bekletilir. (naylon torbada, buzdolabına koymayınız)
Derisi buruşur, rengi koyu kahverengiye döner, içi yumuşar ve helvamsı bir kıvama gelir.
Olgunundan şurup, reçel, komposto; yeşilinden turşu yapılır. 
Tatlılarda, yemeklerde kullanılır.
(Çekirdekleri zehirlidir, yenmez.)

Muşmula; yenebilmesi için buruşması gereken, estetik olmayan, kadersiz bir meyvedir.
Pazarlama ile ilgili sratejiler doğrultusunda popüler kılınan meyvelerden de değildir.
Ve dünya neredeyse unutmuştur.
Anavatanı Anadolu olan muşmulayı eski itibarına kavuşturmak bize düşer.
Muşmula ağaçlarının Anadolu'da yeniden çoğaltılmasını teşvik için, bu kış bu meyveyi de almanızı öneririz.

28 Kasım 2012 Çarşamba

En güzel turuncu: Mandalina

Kabuğunun içindeki ve dilimlerinin arasındaki beyaz lif, son yıllarda önem kazanmıştır.
Bu lifte bulunan bir bileşiğin kolesterolü düşürdüğü, kanser-kalp krizi-felç-diyabet gibi hastalıklara karşı koruma sağladğ
ı ve obeziteyi önlediği belirtilmektedir.
1 mandalina, günlük C vitamini ihtiyacınızın yarısını karşılayabilir.
Ayrıca B kompleks, A, E, K vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, fosfor içerir.
Cildi tazeler. Cildin yağ ve nem dengesini korumaya yardımcı olur.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Hücreleri korur, yeniler.
Kanser (özellikle hepatiti olanlarda karaciğer kanseri) riskini azaltabilir.
Sindirim için faydalıdır.Yediğiniz besinlerin ayrışmasına ve emilimine yardımcı olur.
Gıdalardaki demir emilimini artırır.
(Kırmızı üzüm pekmezi gibi demir kaynağı besinlerin, süt ya da yoğurt ile değil; mandalina/portakal/greyfurt/kivi/limon ile yenilmesi daha isabetlidir.)
Mideyi sağlıklı tutmak için gereklidir.
Bağırsakları çalıştırır ve bağırsaklardaki yararlı mikroflorayı artırır.
Düşük kalorisi, yüksek lifli içeriği ile obeziteye karşı korur.
Sinir-sindirim-solunum sistemleri üzerindeki yatıştırıcı etkisi ile spazmları ve ağrılarını azaltır.
Yorgun sinirleri gevşetir; stres, endişe ve öfkeyi azaltır.
Uykusuzluğa iyi gelir.
Kalp krizi ve damar sertliğine karşı korur.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Karaciğer-mide-bağırsak fonksiyonlarını düzenleyerek vücudun güçlenmesine yardım eder.
Kanı temizler.Toksik maddelerin atılmasına yardımcı olur.
Doğal antiseptiktir. Bakterilere karşı vücudun savunmasını güçlendirir.
İltihap giderir.
Romatizma karşı korur.
Grip-nezle olanlara iyi gelir.

23 Kasım 2012 Cuma

C vitamini zengini: Kivi


Portakal, greyfurt, limon ve mandalina çok daha fazla oranda C vitamini içerir.
Hamile ve emziren hanımlara faydalıdır.
Çocukların dengeli büyüme ve gelişmesi için önemlidir.
Spor yapanlara önerilir.
Anti-aging özelliği vardır, vücudu yaşlandıran serbest radikallerle savaşır.
Cildi sıkılaştırır, kırışıklıkları ve yaşlanma belirtilerini azaltır.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Vücudumuzun stres, iltihap, bakteri, virüslerin yol açtığı hasarlarla savaşımına yardımcı olur.
Aspirin gibi çalışır, kanı inceltir, pıhtılaşmayı engeller.
Kalp krizi ve inme riskine karşı etkilidir.
Kan basıncını düşürür. Kalp ve damar sağlığını korur.
Kanser riskini azaltır.
Grip ve nezleye karşı vücudun direncini artırır.
Sindirim sistemini çalıştırır. doğal enzimlerce zengindir.
Bağırsakları temizler, kabızlığı önler.
Solunum ile ilgili sağlık sorunlarına karşı etkilidir.
Nefes darlığı, hırıltı ve öksürüğe iyi gelir.
Kötü kolesterolü düşürür, iyi kolesterolü artırır.
Yaşa bağlı görme bozukluklarını önlemeye yardımcıdır.
Depresyon tedavisinde yararlıdır, sakinleştirici etkisi vardır.
Kan şekerini dengeler.
Kilo vermek isteyenler için iyi bir seçimdir; düşük kalorili ve doğal liflidir.

Kivi, C vitamini ile birlikte B kompleks, E, A, K vitaminleri ve potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, demir de içermektedir.
Kivinin içerdiği ekstra besinler tohumlarındadır.
(Yenilebilen minik tohumları olan meyvelerin yararı daha fazladır. Ayrıca, meyveleri kabuğuyla yediğinizde ortalama % 15 daha fazla yararlıdırlar.)
Kivi, süt ürünleri içeren tatlıların sindirimini kolaylaştırdığı için yaş pastalarda tercih edilir.
Muza alerjisi olanların kiviye de alerjisi olması muhtemeldir.
Böbrek taşı olanların dikkat etmesi önerilir.

12 Kasım 2012 Pazartesi

TRABZON HURMASI


Hurmanın buruk olan çeşitleri olgunlaşınca/ yumuşayınca yenir.
(Hazırlanışı: 1 kg Trabzon hurmasını, 1elma ya da armut ile birlikte, koyu renk naylon torbada 1 hafta kadar bekletin. Yumuşayıp kabuğu hafif çatlayınca tatlılaşmış demektir. Sap kısmından kesip kaşıkla yiyebilirsiniz.)

Buruk olmayan hurma ise tatlıdır ve sert olarak, elma gibi yenir.

Hurmanın anavatanı Çin'dir. Trabzonlu oluşunun, ipek yolu üzerinden getirilip ilk kez (o yıllarda Trabzon'a bağlı olan) Artvin'de yetiştirilmiş olmasından geldiği rivayet edilir. Trabzon'dan diğer illerimize yayılmıştır.
Fakat hala yeterince tanınmamakta, değeri fazla bilinmemektedir. Oysaki yaşlanmaya ve çeşitli hastalıklara karşı zengin bir içeriğe sahiptir.
Güçlü bir antioksidan ve hücre yenileyicidir. Geleneksel Çin tıbbında önemli bir yeri vardır.

A, C, B kompleks, E, K vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, mangnezyum, sodyum ve bakır içerir.
Cildi tazeler, nemlendirir, güzelleştirir.
Kış hastalıklarına, enfeksiyonlara karşı vücudun direncini artırır.
İçeriğindeki protein ve karbonhidrat zenginliği nedeniyle kış aylarında vücut ısısını dengede tutar.
Düzenli yenirse kalp krizi riskini azaltır.
Kalp-damar sistemini korur. Kalp kasını güçlendirir.
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Kanserden koruyan bileşikler içerir.
Yaşa bağlı göz hastalıklarına karşı etkilidir.
Sinir ve sindirim sistemlerinin sağlıklı çalışmasını sağlar.
Mideyi kuvvetlendirir, gastrit ve bağırsak iltihabı tedavisini destekler.
Diş ve kemik sağlığı için yararlıdır.
Akciğer enfeksiyonlarına, astıma karşı etkilidir.
Çiği kabızlığı giderir (hemoroid sorunu olanlar için faydalıdır.) Pişmişi ise ishali keser.
Kalori ve yağ oranı düşüktür, lif açısından zengindir. Kilo vermek için az miktarda hurma ile tok kalmak ve güçten düşmemek mümkündür.
Kansızlığa, vitamin eksikliğine, bitkinliğe iyi gelir.
Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklar için faydalıdır

Marmelatı, dondurması, reçeli, sirkesi yapılır; tatlılarda ve salatalarda kullanılır.
Aktarlarda kurutulmuşu da bulunabilir.

Tazeyken buruk-acı, olgunlaşınca hoş-tatlı olan bu "şaşırtıcı" meyveden günde 1 tane yemenizi öneririz.

Zira mevsimi fazla uzun değil.

31 Ekim 2012 Çarşamba

"Ayvayı yemek" iyidir :)


Mevsimi gelmişken ayvanın lezzetinden ve şifasından yararlanmamak olmaz.

Kilo vermek isteyenler için iyi bir seçimdir; lif açısından zengindir, düşük kalorilidir.
Cildi gençleştirir. Cilt ve tırnak sağlığı için faydalıdır.
Ayvanın gastrit ve ülsere iyi geldiği saptanmıştır.
Hazımsızlığa, bağırsak rahatsızlıklarına, dizanteriye karşı faydalıdır.
Karaciğer fonksiyonlarını artırmak için ayva önerilir.
İltihap gidericidir.
Antiseptik özelliği vardır.
Grip, nezle ve boğaz ağrısına iyi gelir.
Öksürüğü keser, ateş düşürür.
Ağız yaralarına iyi gelir, ağız kokusunu giderir.
Kalbe kuvvet verir. Kalp, damar hastalıkları riskinin azaltılmasına yardımcıdır.
Düzenli yendiğinde kolesterolü düşürür, damar sertliğinden korur.
Antioksidan içeriği ile kansere karşı koruyucudur.
Akciğer hastalıkları, verem tedavisine yardımcıdır.
Sinir sistemini güçlendirir.
Kansızlığa iyi gelir. Yorgunluktan, bitkinlikten korur.
Böbrek ve sidik torbası iltihaplarının iyileşmesine katkı sağlar.
Ayva suyu, şurubu ve kompostosu ishale karşı etkilidir.
Peklik çekenlere önerilmez.
Haşlanmış ayva, mide bulantısı ve kusmaya karşı kullanılabilir.
A, B kompleks, C vitaminleri ile kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, sodyum kaynağıdır.
Yüksek besin değeri ile çocuklarda büyüme ve gelişmeyi hızlandırır.
Şeker içeriği düşüktür, diyabet hastaları rahatlıkla yiyebilir. 
Varis tedavisine yardımcıdır.
Göz hastalıklarına iyi gelir.

23 Ekim 2012 Salı

Bayramda Hangi Mevsim Meyvelerini Yiyelim?


ELMA: Bayramda beslenme düzeniniz değişince tansiyon, hazımsızlık, bağırsak problemleri yaşayabilirsiniz. Sabah yiyeceğiniz bir elma, sindirim sisteminizi rahatlatacaktır. Tatlı ve şekerler dişleriniz için tehlike yaratabilir; elma, ağızdaki bakteri düzeyini düşürür ve diş çürüğü oluşumunu engeller.

NAR: Bayramda tokalaşmak, sarılıp öpüşmek sık tekrarlanır; nar, olası mevsim hastalıklarına karşı vücut direncini artırır, ağız kokusunu giderir. Tansiyonu düşürür. Mideyi temizler ve kuvvetlendirir.

ARMUT: Vitamin ve mineral açısından zengindir, et ve tatlı ağırlıklı bayram beslenmesini dengeler. İçerdiği posa ve bakır ile bağırsaklarınıza iyi gelir. Kan şekeri düzeyinin kontrolüne de yardımcıdır.

AYVA: Antiseptik özelliği ile grip, nezle, boğaz ağrısına ve ağız yaralarına iyi gelir. Bayramda diare sorunu yaşarsanız ayva yemeniz öneririz. Şeker içeriği düşüktür, diyabet hastaları için de iyi bir seçimdir.


BAYRAMINIZI KUTLAR, MEYVE TADINDA VE GÜZELLİĞİNDE 
NİCE BAYRAMLAR DİLERİZ...

15 Ekim 2012 Pazartesi

Meyveyi Ne Zaman ve Nasıl Yemeli?


Yaş, kilo, yaşam biçimi, sağlık sorunları vb. değişkenler; günlük meyve tüketim oranı ve şeklini de değiştirmektedir.
Her insanın beslenme gereksinimleri farklıdır. Size özel beslenme şeklini, sadece doktorlar ve diyetisyenler saptayabilir.
Vücudunuzun sesini dinlemenizde de yarar var.

Sağlıklı ve orta yaşlarda bir insanın, günde 2-3 porsiyon meyve yemesi önerilir. (1 porsiyonu 1 yumruğunuz büyüklüğünde düşününüz.)

Bir defada, 1 çeşit meyveden 2-3 porsiyonu birden yemek yerine; günde 2-3 defa, farklı meyvelerden yemeyi tercih ediniz.
(Tek başına hiçbir meyve ya da sebze, ihtiyacınız olan tüm besini sağlamaz. Gün boyunca farklı meyve ve sebzeleri yemelisiniz.)

Peki ne zaman?

Eğer bir sağlık sorununuz yoksa, günün her saatinde meyve yenebilir.
Fakat meyve yemek için en iyi zaman, sabah / öğleden öncedir.
Sabah bir bardak (ılık) su ve ardından (oda sıcaklığında) meyve iyi bir tercihtir.
Sabah için kırmızı elma iyi bir seçenektir. (Kırmızı- tatlı elma, gece düşmüş olan kan şekerini, aşama aşama ve sağlıklı bir şekilde dengeler. Ekşi, asitli meyveler sabah için önerilmez.)
Gün içinde meyve yemek için, ara öğünleri tercih ediniz. (Yemekten önce ya da yemek arasında. Yemekten en az 1 saat önce ya da yemekten 2-3 saat sonra.)
Yemeklerden hemen sonra meyve yenmesi, yıllar içinde karaciğer ve  kan yağlanmasına neden olabilir.
Meyve yedikten sonra başka herhangi bir şey yemek için en az 30 dakika bekleyiniz.
Muz, avakado gibi hazmı zor meyveleri akşam yemeyiniz; öğleden sonra uygun olabilir.
C vitamini açısından zengin meyveleri akşam yediğinizde, gece uykunuzu kaçırabilir.

Sonuçta; güne bir orta boy tatlı elma ile başlanabilir. Kahvaltı ile öğle yemeği arasında 1 porsiyon (bir ya da birkaç çeşit) meyve, öğle ile akşam yemeği arasında 1 porsiyon (bir ya da birkaç çeşit) meyve düşünülebilir.
Nasıl yemeli?

Pişmiş yemekler ile çiğ meyveyi birlikte yemeyiniz.
Hazmı zor olan yiyecekler ile birlikte meyve yemeyiniz.
(Diğer gıdalarla birlikte meyve yemeyiniz.)
Mideniz dolu olduğunda meyve yemeyiniz.
Şeker oranı yüksek meyve yediğiniz günler tatlı yemeyiniz.
Asitli meyvelerle (greyfurt, yeşil elma, portakal vb.) tatlı meyveleri (muz, incir, kavun vb.) karıştırırsanız hazımsızlık ve şişkinlik olabileceğini unutmayınız.
Kilo ya da diyabet sorununuz varsa bazı meyvelerdeki şeker oranını unutmayınız.
Gastrit vb. sindirim sistemi sorununuz varsa, asit oranı fazla meyveleri tercih etmeyiniz.
"Meyvede vitamin ve mineral var ." diyerek gereğinden fazla meyve yemeyiniz.
Taze, organik ve iyi yıkanmış meyveleri kabuklarıyla yiyiniz.
Çürük, bozuk meyveleri (sağlam yerlerini de) yemeyiniz.
Meyvelerin olgununu, mevsiminde, taze yiyiniz. (Mevsimi değilse ya da meyve olarak yiyemiyorsanız meyve suyunu tercih edebilirsiniz. Açıkta satılan meyve suları ve ambalajlarının mikroplu olabileceğini unutmayınız. Kendiniz sıkarsanız temizliğe dikkat ediniz ve bekletmeden hemen içiniz.)
Pişmiş meyveyi  (hoşaf, reçel vb.) tercih etmeyiniz.
Nasıl olsa meyve yiyorum diyerek sebzeleri ihmal etmeyiniz.
Kuru meyve yedikten sonra dişlerinizi fırçalayınız.

Çok tatlı meyvelerden sonra, diş sağlığınız için, ağzınızı su ile çalkalayınız.

9 Ekim 2012 Salı

Bereketin ve sağlığın sembolü: NAR


Tüm vücudu baştan aşağı yenileyebilecek güce sahip mucizevi meyve...

Nar, vitamin ve mineral deposudur.
Yaklaşan kış hastalıklarına karşı vücut direncini artırır.
Antibakteriyel etkisi ile ağız, boğaz ve diş sağlığını korur. Ağız kokusunu giderir.
(Nar suyu ağızda bir süre tutularak ve gargara yapılarak ağız-diş-dişeti-boğaz hastalıkları engellenebilir.)
Bağırsak enfeksiyonlarına ve ishale karşı etkilidir.
Eklem kireçlenmesine ve romatizma ağrılarına iyi gelir.
Mideyi temizler, kuvvetlendirir.
A, B, C, vitaminleri ve Kalsiyum, Demir, Magnezyum, Fosfor Potasyum içerir.
Antioksidan oranı çok yüksektir. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kanser türlerine karşı vücudun doğal savunmasını destekler.
Alzheimer ve erken yaşlanmaye karşı koruyucu etkisi vardır.
Tansiyonu ve kötü kolesterolü düşürür.
Damar sertliğini önler.
Kalp krizi ve felç olma riskini azaltır.
50 yaş dönemi kadınlardaki genel kırıklık hissinnin aşılmasına yardımcıdır.
Kanı temizler, güçlendirir; yorgunluğa iyi gelir.
Pürüzsüz, kırışıksız, taze bir cilt için yararlıdır.

"Narı al, tanelerini çıkar, elini ve çevreyi kırmızıya boya... Zor iş..." diyorsanız nar suyu da aynı içerik ve etkiye sahiptir.
Günde bir bardak nar suyu hem birçok hastalıktan koruyacak, hem de dinçlik ve güzellik kazandıracaktır.

Sabahın yemişi bir tane elma...


ELMA
İster sabah, ister gün içinde. Haftanın birkaç günü elma yemeyi unutmayın.

Batılılar, "Her gün elma giren eve doktor girmez." derler.
Gerçek bir "doğal ilaç" olan elmanın "güz mahsulü" çeşitlerini taze taze yemenin tam mevsimi.

Unutmayalım ki "Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir."

Kırmızı ya da golden. Elmanın yararları saymakla bitmiyor:

İçerdiği vitaminler ile vücudun savunmasını güçlendirir.
Antioksidan açısından zengindir.
Kanser türlerine yakalanma riskini azaltmaya yardımcıdır.
Kolesterol kontrolünde etkilidir.
Yüksek tansiyona karşı yararlıdır.
Felç riskini düşürür.
Kan damarlarını açar, kalbin sağlığını korur.
Kan şekerini dengeler.
Kemikleri korur, güçlendirir.
Beyin hücrelerini korur. (Alzheimer, Parkinson'a karşı koruyucudur.)
Astım vb. nefes rahatsızlıklarını azaltır.
Lif açısından zengindir.
Bağırsak hareketlerini düzenler.
Hazımsızlığa iyi gelir.
Ağızdaki bakteri düzeyini düşürür, diş çürüğü oluşumunu engeller.
Beyaz ve sağlıklı dişler için mükemmel bir meyvedir.
İçerdiği vitaminler cildi beyaz, taze ve parlak tutar.
Diyet için idealdir; besleyicidir ama kalorisi düşüktür.

Tadı güzel, rengi güzel: MÜRDÜM


Erkenci can eriği, yazın kırmızı erik ve şimdi mürdüm eriği...
İlkbahardan sonbahara çeşit çeşit erik bulunan ülkemizde mürdümün yeri ayrıdır.

Dışı mavi-mor, içi sarı-yeşil olan; mükemmel kokan, yabani tattaki mürdüm eriğinin kıymeti fazla bilinmez.
Oysaki günde 3-4 adet mürdüm eriği, sağlık ve güzellik için son derece yararlıdır.

Diğer mor meyveler gibi, mürdüm eriği de çok güçlü bir antioksidandır.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kansere ve diğer birçok hastalığa karşı direnç kazandırır.
Kalp hastalıkları tedavisine yardımcıdır.
Kan basıncını dengelemeye yardımcı olur.
Kolesterolü düşürür.
Lif oranı yüksektir. Bağırsakları çalıştırır.
Kalorisi düşüktür, tüm diyet programlarına alınabilir.
Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
Kansızlığa iyi gelir.
Sinirleri yatıştırır, doğal sakinleştiricidir.
Yorgunluk ve uykusuzluk sorunlarının giderilmesine yardımcıdır.
Canlı, pürüzsüz ve kırışıksız bir cilt için idealdir.

Böbrek ve safra kesesi hastalıkları olan kişilerin fazla yememesinde yarar vardır.
Reçeli, kompostosu yapılan; tatlılarda kullanılan mürdümün turşusu ve likörü de yapılmakta, et yemeklerinde de kullanılmaktadır.

Sizce "Armudun iyisini ayılar yer." atasözünün kaynağı nedir?


ARMUT
"Ayının kırk türküsü varmış, kırkı da ahlat üzerineymiş." sözünden de anlaşılacağı gibi, ayının yediği armut, yaban armudu; yani ahlattır ve bu atasözü "Ahlatın iyisini ayılar yer." şeklinde de söylenir.

Değerli, güzel şeyler layık olmayanların, hak etmeyenlerin eline geçmişse, yadırgadığımızı bu atasözüyle anlatırız. 
Ama ayılara da haksızlık ederiz.
Dağda bayırda yetişen, insanların kıymetini pek bilmediği ahladın iyisini ayılar yemesin de kim yesin?

Kaba adamlara, yol-iz bilmeyen kimselere "ahlat" der, kesip kesip odun olarak satar, su ve bakım istemeyen ahladı pek değerlendirmeyiz. 
Oysaki ahlat ağacına armut aşılanır. Her yıl meyve verir. Tüm tabiat nasiplenir. Tarlalarda gölgesinden yararlanılır. Turşusu da güzel olur.

Ayrıca, bu ayılar "Armudun önü, kirazın sonu" (armudu ilk çıktığı, kirazı biteceği zaman yemeli) atasözünü duymuş; "Önden iyilerini seçip yiyelim" demiş de olabilirler :)

Şimdi tam da "armudun önü" zamanı.
Ve armudun iyisini de akıllı insan yer.

Armut tam bir C vitamini deposudur. 
Kış öncesi bağışıklık sistemini güçlendirmek için gereklidir.
Vitamin, mineral açısından zengindir.
Vücudun kalsiyumu koruması için gereken bor içerir. Bu nedenle osteoporozun (kemik erimesi) önlenmesine yardımcıdır. 
Artrit, romatizma ve gut için iyi bir tedavi kaynağıdır.
İçerdiği posa ve bakır ile bağırsakları korur. 
Sinir sistemi için yararlıdır.
Kan basıncını düşürür. Kalp ve damar sağlığına katkısı vardır.
Sağlıklı bir diyet için gereklidir. 
Mesane problemleri tedavisine yardımcıdır.
Kanser türlerine karşı koruyucudur.
Kan şekeri düzeyinin kontrolüne yardımcıdır. 

Armut anti-alerjik bir meyvedir; bu nedenle bebeklere verilen ilk meyve armut, ilk meyve suyu armut suyudur.

Tatlısı da yapılır.

Mevsimi bitmeden...



KAVUN

İştahsızlık, kilo kaybı, idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık sorununuz varsa çaresi kavun.
Diyabet, ülser, sindirim sistemi iltihabınız varsa kavuna dikkat.

Kavun; C, A, B vitaminleri ile potasyum, magnezyum ve kalsiyum kaynağıdır.
Folik asit içeriği ile gebelik için yardımcıdır.
Hafif bir antideprasan etkisi vardır; stres, endişe ve uykusuzluğa iyi gelir.
Böbreklerde toksik birikimleri temizler. Böbrek taşı oluşumu riskini azaltır.
Vücudu temizler, bağışıklık sistemini güçlendirir.
Zengin potasyum içeriği ile kalp atışını düzenler, kan basıncını kontrol eder.
Kalp, kanser ve diğer kronik hastalıklara karşı yararlı bir meyvedir.
Yaşa bağlı kemik ve görme kaybını önler.
Lif içeriği ile bağırsakları çalıştırır.
Sağlıklı bir cilt için çok yararlıdır.
Vücudu serinletir. Yorgunluğu alır.
Yüksek besin değeri, lif içeriği, düşük kalorisi ile diyet meyvesidir.
Beyaz sofra şekeri yerine, tatlı için doğal ve sağlıklı bir kaynaktır.

Kavunun mevsimi Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını içerir.